Cuma, 16 Aralık 2022 18:00

AHBAP ÇAVUŞ BÜROKRASİSİ

Yazan

 

 

- Eş, dost, akraba kayırmayı eleştirenlerin,

 

- Ahbap çavuş bürokrasisine tu kaka diyenlerin,

 

- 'Diversity, equity and inclusion' diye duyar kasanların

 

- Liyakatın, aklın, bilimin önemini vurgulayanların,

 

sosyal sermaye diye kişisel ilişkilerin iş hayatındaki rolünü övmesi, kilit role sahip veya güçlü insanları tanımanın önemine vurgu yapması ve bunu başarının formülü olarak sunması bir çelişkidir.

 

Kendin yapıyorsan bile kulağının üzerine yat, ölüyü oyna da, eğer varsa kredini kaybetme. Zannetsinler ki sen o işi iyi yapabildiğin için aldın.

 

Saklanması gereken bir durumun, matah bir şeymiş gibi sergilenmesi, üzerine bir de insanlara öğüt olarak sunulması garip.

 

Sosyallik tabii ki önemlidir ve insani bir ihtiyaçtır. İnsanlarla iyi ilişkiler geliştirmek çok kıymetlidir ve iş hayatını herkes için güzelleştirir. Ancak sosyal ilişkilerin iş hayatında avantaj sağlamak için kullanılması başka bir şeydir, karıştırmamak gerekir.

 

Ait olduğun sosyal çevre, tanıdığın insanlar vb performansın ile doğrudan alakalı olmayan faktörler sebebiyle, senden o işi daha iyi ve/veya daha verimli yapabilecek insanların işini çalman ekonomi ve o piyasa için kayıptır, verimsizlik kaynağıdır.

 

Herkes yapıyor, ben yapmazsam ne değişir demek ise ucuz bir savunmadır.

 

Referans, yorum ve değerlendirme mekanizması doğru çalıştığında faydalıdır ve ahbap çavuş bürokrasisi ile karıştırılmamalıdır.

 

Ekonomide seçimlerin, eş/dost/tanıdık ekseni yerine, performans ve verim bazlı yapıldığı gün; ekonomi bir habis urdan kurtulmuş olacaktır.

 

Bu bir erdem ve ahlak sorgulaması değildir. Ekonominin toplamda maksimum değer yaratması adına basit bir akıl yürütmedir.

 

 

 

 

 

 

Ortaçağda, Akdeniz havzasında bir tüccarsınız. Servetinizin neredeyse tamamı olan yüz bin düka altınını yatırdığınız malları Mısır'a gidecek gemiye yüklediniz. En az yarısı kadar para kazanacaksınız ama korsanlar konusunda endişelisiniz. Gemi korsanlara denk gelirse tüm servetinizi kaybedebilirsiniz.

 

Kara kara düşünürken sizden katbekat zengin başka bir tüccar, %20 ödeme karşılığı riskinizi sigortalayabileceği teklifiyle geliyor.

 

Olası kayıp tutarı sizin bütün servetinizken, sigorta öneren tüccarın servetinin yüzde biri. Tesadüf olur da sigortaladığı gemilere üst üste korsan saldırıları olsa dahi umursamayacak bir durumda yani

 

O rotada her on gemiden biri korsan saldırısına uğruyor. Yani korsan olasılığı aslen % 10. Yani zengin % 20 ile sigortalayarak riske ettiği sermayesini ikiye katlıyor. 

 

Sigorta çok zenginin az zenginin kaybetme korkularını sömürerek daha zengin olması fikri üzerine başlayan bir süreç.

 

50 milyon serveti olanın 1 milyon kaybetmesi ile, 2 milyonu olanın 1 milyon kaybetmesi aynı psikolojik etkiye sahip değil.

 

Halen de öyle devam ediyor. Vergi planlaması ve özel durumlar hariç çok zenginin sigorta yaptırmasının çok anlamı yok.

 

Günümüz hisse senedi borsaları da çok zenginlerin, fakirlerin zengin olma hayallerini kullanarak daha zengin olmaları üzerine çalışıyor.

 

Psikolojik etki yapacak spekülatif alımlarla, hisseyi suni şekilde yükseltirken oltaya takılan zengin olma hayalindeki fakirlere (teknik ismi küçük yatırımcı), kademe kademe elindeki portföyü boşaltarak daha da zenginleşen çok zenginlerin oyun alanı günümüz hisse senedi borsaları.

 

Bir de hisseyi toplulukların algısını speküle ederek balon gibi şişiren pop figürler var Elon Musk gibi.

 

Elon Musk da tek değil bu arada. Ponzivari bir yapıda, faaliyetten elde edilen gelirlerle yüz yıllar içerisinde ödenemeyecek, ancak düşüş başlamadan elindeki hisseleri zamanında satıp çıkabilenlerin parasını kurtarabileceği balon unicorn, decacorn ve hectocorn zenginleri var.

 

Bunların değer algısı spekülasyonuna zengin olma hayali ile kanan fakirler, çok zenginlerin daha da zengin olmasını sağlıyor.

 

 

 

 

Salı, 06 Aralık 2022 17:26

İNOVASYON VE GİRİŞİM

Yazan

 

 

 

Risk almaktır, hem girişim hem inovasyon işi.

 

Konfor alanından çıkıştır, macera aramaktır, zar atmaktır.

 

Girişim ve inovasyon, ülkeler ve eko sistemler için iyidir. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir çünkü.

 

Kalan sağlar ülkeyi, sistemi ileri götürür. Ama kimse ölen inovasyon ve girişimlerin bizzat sahiplerine yarattığı maliyetlere odaklanmaz.

 

Portföy oluşturabilecek kadar büyük kaynağa sahip olan tuzu kurular için harcanacak kurbanlardır bu inovatör ve girişimciler.

 

Savaş meydanında komutanlar tarafından düşman üzerine salınan erler gibi.

 

Girişimci/inovatör ile yatırımcının riske ettikleri eşit değildir.

 

Biri neredeyse her şeyini riske ederken, öbürü piyango biletine yatırdığı kadar bir para ile portföyünü çeşitlendirir.

 

 

Pazartesi, 28 Kasım 2022 16:54

TARTIŞ-MA

Yazan

 

 

Savaşta kazanan ganimet olarak kaybedenin silahlarına sahip olur.

 

Tartışmada ise, kazansan da kaybetsen de karşı tarafın silahlarını ele geçirmiş olursun.

 

Yani sonuç ne olursa olsun kaybetmiyorsun.

 

O halde silah envanterinizi geliştirmenin yolu, ateş gücü yüksek kişilere meydan okumakta yatıyor.

 

#tartışma #fikirteattisi #ganimet

 

 

 

 

Perşembe, 24 Kasım 2022 09:31

DOĞAL LİDERLİK

Yazan

 

 

Bazen gruplarda doğal liderler ortaya çıkar.

 

Doğal ifadesi doğuştan gelen özelliklere referansla, kişinin doğuştan lider olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır.

 

Lider belirlenmesi sürecinin otomatik gerçekleşmesi anlamında bir ifadedir.

 

Doğal liderlik inisiyatif almakla, başka bir ifadeyle riskin büyük kısmını üzerine almakla gerçekleşir.

 

Bu da diğerlerinden daha iyi karar alabilmek veya aptallıkla olur.

 

Bazen riskin doğası gereği, aptalların da doğal lider olup başarı elde etmesi söz konusu olabilir. Bu durum daha iyi karar alabilmelerinin değil şanslarının yaver gitmesinin bir sonucudur.

 

İyi karar alabildikleri için lider olanlar dışındaki doğal liderlerin liderliklerinin ne kadar süreceğini attıkları zarlar belirler.

 

Cuma, 18 Kasım 2022 11:45

MENFAAT

Yazan

 

 

Büyük topluluklar halinde yaşamanın önemli sıkıntı alanlarından birisi menfaat ve bireysel hırsların kontrolü konusu.

 

Doğada güçlü olanın her şeye sahip olduğu bir sistem olan orman kanunu geçerli.

 

İnsani bilinç düzeyinde orman kanunu kabulü zor bir sistem.

 

Diğer taraftan, menfaatini gözetme veya sınırla demek ise irrasyonel ve doğal değil.

 

Bu dünyada veya diğer dünyada ceza tehdidi veya ödül vaadi ile menfaat ve bireysel hırsları sınırlamaya yönelik, dini ve ahlaki sistemler veya öğretiler yöntem olarak kullanılagelmiş çağlar boyu.

 

Üzerine devlet dediğimiz yapılar içerisinde yönetim sistemleri ile bu konuya çözüm getirmeye çalışmış insan türü, yüzyıllarca. Devlete menfaat dağıtma rolü biçilmiş bu sistemlerde temel olarak.

 

Bir uçta orman kanununa yakın despotizmden, diğer uçta menfaatsiz veya menfaati eşitleyen bir toplum öngören komünizme kadar değişen.

 

Günümüzde menfaati menfaate çarpıştıran, bireysel hırsları diğer bireysel hırslarla yarıştıran kapitalizm sistemi üstünlük sağlamış görünüyor. Yani kimseye menfaat kötüdür, yardım ve sadaka zaruridir, bireysel hırslar sınırlanmalıdır denmiyor bu sistemde.

 

Kapitalist sistemlerde, güçlü olanın güçsüzü sömürmesi ve/veya yoketmesi yoluyla orman kanununa dönme riski bulunuyor her zaman.

 

Bu riskin kontrolü için, devlet denen yapının oyun kurucu ve racon kesici rolü üstlenmesine ihtiyaç var.

 

Bu rol rekabete müdahale ederek menfaat dağıtma fonksiyonunu içermiyor. Aşırı güçlenen oyuncuların monopol ve oligopol benzeri yapılarla diğer oyuncuları sömürmesinin ve yok etmesinin önüne geçme, rekabetin sağlıklı işlemesini sağlama fonksiyonunu ifade ediyor.

 

Bu durumda devletin bireyin üzerinde üst güç olması söz konusu.

 

Birey üzerindeki bu yaptırım gücü, devleti ele geçirenler tarafından kötüye kullanıma açık bir durum yaratıyor.

 

Bunun için insan türünün geliştirdiği çözüm; yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması üzerine kurulan kuvvetler ayrılığı prensibi.

 

Kuvvetler ayrılığı aslen bireyi ve girişimi devleti ele geçirenlerden koruyor.

 

Türkiye, kapitalist sisteme yatkınlığı ile olumlu anlamda küçük Amerika diye tanımlanan bir ülke. Peki neden gereken zıplamayı yapamıyor ?

 

Sorun, fiili olarak kapitalist sisteme geçilen 1980 sonrasından günümüze, kuvvetler ayrılığının uygulanmıyor/uygulanamıyor olmasında yatıyor.

 

Bireyi ve girişimi, devleti ele geçirenler karşısında güvence altına alacak, uygulanan bir kuvvetler ayrılığı sistemine ihtiyaç var.

 

Ne olmuş ? Devleti ele geçirenler vahşi kapitalizmi yandaşlarıyla uyguluyor diyebilirsiniz.

 

Kapitalizm iyi olanın kazanması ve ödüllendirilmesi üzerinden değer yaratan bir sistem.

 

Devlet gücü ile yandaş vasatların menfaat elde etmesi sonucu yaratırsanız, iyi olan değerinin karşılığını göreceği eko sistemlere kaçar.

 

Yaşanan beyin ve sermaye göçü aslen bu durumun ispatıdır.

 

Sen de, elinde kalan vasat yandaşlarla, neden dünya ile rekabet edebilen bir ülke olamıyoruz diye dövünür durursun.

 

 

 

 

Cuma, 18 Kasım 2022 11:44

GÜVEN MESELESİ

Yazan

 

 

 

Güven güven diyorlar.

 

Kimse kimseye güvenmiyor; nasıl iş yapılır bu ortamda diyorlar.

 

Sanki ülke Japonya, sanki sistemde güveni suistimal binde bir gibi bir oranda da; biz şımarıklık yapıyoruz, pimpirikli davranıyoruz.

 

Neyine güveneyim. Neredeyse yeni normal, kural dışılık ve güveni suistimal olmuş durumda.

 

Oyunu kuralına göre oynayanlar azınlık.

 

Yeterince iyi değilsen, kazanmanın yolu oyunu kural dışı oynamaktır.

 

Kurallar içinde oynayanlar, stratejik modellemesini ve hamlelerini bu çerçevede oluşturacaklarından kural dışı oynayanlarla mücadele edemezler.

 

O yüzden çok iyi de olsanız, kural dışı oynayanlara karşı, oyunu kuralına göre oynayarak başarılı olma şansınız yoktur.

 

Ülkemizdeki güven sorunu bu yüzdendir.

 

Kanunlar ve kurallar düzgün çalışmadığından, kurallar içerisinde başarılı olamayacaklarının farkında olanlar hile yaparak kazanmaya çalışırlar.

 

Kanun ve kural çalışmazken, kanun dışında bir yaptırımı veya olumsuz geri dönüşü de olmadığında, yapanın yaptığı yanına kar kalır.

 

Kural dışı oynamanın bedelinin olmadığı bir ortamda, kural dışılık yavaş yavaş oyunun kuralı olmaya başlar.

 

Kurallar çerçevesinde oynayanların bu ortamda güvenmemek dışında bir seçeneği kalmaz.

 

Sen gel de bu ortamda güven.

 

 

 

 

 

 

 

Aynı virüs, bakteri ve mikroplara karşı vücut bağışıklığınızı korumak ve artırmak için yapılması gerekenler gibi zihinsel bağışıklığınızı korumak ve artırmak için de yapılması gereken şeyler var.

 

Virüs, bakteri ve mikropların sürekli olarak hazır durumda bekleyip, bağışıklığınızın düştüğü ilk fırsatta sizi hasta etmesi gibi; iknacı, hikayeci, kahin, ajitatör, politikacı, lider, kişisel gelişimci, sipiritüel guru, fırsat pazarlayıcısı, komplo teorisyeni vb envai çeşit zihin bulandırıcı hazırda bekliyor.

 

Zihinsel bağışıklığınızı güçlü tutmanın yolu sürekli sorgulamak.

 

İşin aşı kısmı ise sürekli öğrenmek. Her yeni bilgi, her yeni anlamlandırma ve çözümleme zihinsel bağışıklığımıza destek oluyor.

 

Safsatalar ve düşünsel yanılgılar hakkında bilgi sahibi olmak koruyucu tedbir ve önleyici ilaç.

 

Son olarak performans artırıcılardan bahsetmek gerek. Eleştirel düşünme araçları zihinsel performans artırıcılar oluyor bu analojide.

 

Bağışıklığın dışında zihin kaslarını her daim güçlü, esnek ve formda tutmak lazım. Yazarak ve doğru ortamlarda tartışarak bol bol fitness çalışması yapmak gerekiyor.