Neden rasyonel olmayan seçimler yapıyoruz ?
Kötü kararlarımızın arkasında ne tip sebepler yatıyor ?
Safsatalara neden gereken tepkileri vermiyoruz, neden bizzat kendimiz safsata yapıyoruz ?
Neden yeterli/geçerli sebepleri olmayan yargı ve inanışlara sahibiz ?
Her ne kadar uzunca bir süredir konu üzerine detaylı araştırma yapıyor olsam ve çoğunun referansları olsa da; aşağıdaki liste tamamen öznel bir çıkarım.
1. Çıkar/Art Niyet (İşimize Öyle Geliyor)
2. Tembellik/Kolaycılık (Ammaaan Kim Uğraşacak Şimdi)
3. Kendimizi Kandırma (İyi Hissetme ve Ruh Sağlığı Koruma İhtiyacı)
4. Sosyal, Duygusal Baskılar ve Etkiler (Kabul Görme, Ait Olma İsteği)
5. Güdülmeye Meyil/Sürü Davranışı (Lider Takibi)
6. Doğal Yapımız (Öyle Yaratılmışız/Evrilmişiz)
7. İçgüdü Kaynaklı Baskılar (Aşk, Açlık, Öfke, Aciliyet vb.)
8. Düşünsel (Cognitive) Kapasite Yetersizliği (Nasıl yani !?)
9. Güdümlü Akıl Yürütme/Motivated Reasoning (Adanalıyız biz... Biz ODTÜ'lüler...)
Zihnimizdeki kalıplara uymayan kanıtlar ve örneklerle baş etme çabamızın bir ürünü ‘Gerçek İskoç Safsatası’. İlk olarak Antony Flew tarafından ortaya atılmış.
Sert abi ; “Kahve şekersiz içilir”
Eleştiren adam : “Geçen bir barista şekerin kahve aromasını kuvvetlendirdiğini söyledi”
Sert abi : “Hiçbir gerçek kahvesever kahveyi şekerli içmez”
Beynimizin bu safsatayı üretirken söylemeye çalıştığı;
1) Bu kanıt veya örnek üzerine bu konuda ek araştırma yapamam.
2) Konu ile ilgili yargımı/inancımı değiştirmek istemiyorum.
3) Sana da bir cevap vermek lazım.
4) Ne şiş yansın, ne kebap. “Gerçek kahveseverlik bu değil.”
Kurumsal hayatta ajitasyon amaçlı sıklıkla kullanılan bir safsatadır.
Lider : “Bu rapora pazartesi günü ihtiyacımız var. Her zamanki gibi mükemmel bir iş çıkaracağına inanıyorum.
Çalışan : “İş yüküm diğer ekip üyelerinin iki katı. Daha adil bir görev dağılımının toplam verimi artıracağını düşünüyorum.”
Lider : “Senin güçlü yönlerinden birisi de bu analitik bakış açın. Diğer taraftan, gerçek takım oyuncusu bu tip detaylarla vakit kaybetmez.”
1) “Çalışsaydın başarılı olurdun.”
2) “İyi fikir olsaydı tutardı.”
Yukarıdaki ifadeler tanıdık geliyor mu ? Size mi söylendi ? Yoksa siz bir başkası için mi kullandınız ? Ya da özeleştiri yaparken kendinizle ilgili ulaştığınız yargılar mı bunlar?
Koşulun reddi çok sık karşılaşılan safsatalardan bir tanesi. Yukarıdaki şekillerle söylendiğinde, bunun neresi safsata diye düşünebilirsiniz. Daha formal argüman hallerine bakalım.
1) Eğer çalışırsan başarılı olursun. Başarılı olamadın o zaman çalışmadın.
2) Eğer iyi bir fikir ise tutar. Tutmadı o zaman iyi fikir değil.
Sonucun gerçekleşmesi için, argümanda belirtilen koşul dışında en az bir farklı koşulun bulunması, devamındaki çıkarımı geçersiz kılar.
Yani başarısız olmanın veya fikrin tutmamasının koşullarda belirtilenden farklı sebepleri olabilir.
Argümanda belirtilen koşulun gerçekleşmediğine ve bunun doğrudan sonuçla ilişkisi olduğuna yönelik kanıt ortaya koyulmadan varılacak yargı geçersizdir.
Eleştirel düşünme konusunda en kolay mesafe alınacak ve hayatınıza katkı sağlayacak safsatalardan biridir.
Safsataya birkaç farklı örnek daha.
Bütün arkadaşlarımın çocukları davranış bozukluğu sergiliyor. Psikologlar bunun aşırı zekadan kaynaklandığını söylüyormuş. Benim çocuğun davranış bozukluğu göstermiyor, o zaman aşırı zeki değil.
Başarılı insanlar bu 7 özelliği sergiliyormuş. Ben sergilemiyorum o zaman başarılı değilim.
Zeki insanlar anti sosyal ve depresif oluyormuş. Ben depresif değilim ve sosyal biriyim. O zaman zeki değilim.
En sık karşılaşılan safsatalardan birisidir. Kelime anlamı olarak sonucu doğrulamak olarak çevrilebilecek bu kavram; gerçekleşmiş bir sonuca bakarak, koşulun da sağlandığını varsaymak olarak tanımlanabilir.
1) Teröristsen, hükümeti protesto eden gösterilere katılırsın.
2) Hükümeti protesto eden gösterilere katıldın. O zaman teröristsin.
Bir numarada ortaya konulan akıl yürütmedeki koşul sonuç ilişkisi doğru dahi olsa; sonucun gerçekleşmesini doğrulayan birden fazla koşul mevcuttur. Bu da iki numaradaki kesin yargıyı geçersiz kılar.
Tüm bireylerin onaylamadığı veya beğenmediği hükümet uygulamalarını barışçı bir şekilde protesto etme hakkı olduğu evrensel gerçeğinden hareketle; koşul kümesi terörist + çok büyük bir insan topluluğunu ifade etmektedir.
Bu fiili durum dikkate alındığında, gösterilere katılanların terörist olma olasılığı matematiksel olarak çok küçüktür ve iki numaradaki yargıyı genelleme yapacak şekilde değiştirmeye çalışsanız dahi anlamsız kalacaktır.
İnsan beyninin bu safsatayı fark edebilmesi zor olduğu için, politikacılar tarafından bilinçli ve yanıltma amaçlı olarak çok sık kullanılan safsatadır.
“Geçim sıkıntısı çekiyorsan iphone alamazsın. İphone kullanıyorsun o zaman geçim sıkıntısı çekmiyorsun.” akıl yürütmesi de aynı safsatanın sonucudur.