‘Dunning-Kruger Sendromu’ artık popülerliğini kaybetmesine rağmen, yeni denk gelenler için bir “AHHAAA….” anı yaratması sebebiyle ara ara tekrar paylaşımlarını görüyor olmamız olası.
Paylaşanlar olarak doğaldır ki, x ekseninde sağ tarafta bir yerlerde değerlendiriyoruz kendimizi.
Peki, Dunning-Kruger eğrisinde değişim yaratmak mümkün mü ? Çok sayıda insanın ‘Metacognition’ kavramı hakkında bilgi sahibi olması halinde olası gözüküyor.
Metacognition, kavramın mucidi John H. Flavell tarafından; kişinin kendi bilişsel süreçleri hakkında bilgi sahibi olması ve bu bilgiyi kendi bilişsel süreçlerini kontrol etmek için kullanması olarak tanımlanmış.
Bir anlamda kişinin ne bildiğinin ve ne bilmediğinin bilincinde olması.
Ek olarak, bilmeyle ve öğrenmeyle ilgili kendi sınırlarının ve potansiyelinin farkındalığı.
Veriyi anlamlandırma ve bilgiyi hafızadan geri çağırma konusunda kendi kişisel özelliklerini ve tercihlerini belirleyebilmesi.
Örneğin, sürekli erteleme sorunundan muzdarip bir kimse, erteleme davranışının arka planındaki düşünsel süreçlerinin farkına varabilirse, bu sorunun üstesinden gelme konusunda etkili yöntemler geliştirebilir.
Öğrenme sürecinizin arka planında vuku bulan düşünsel süreçler ile ilgili farkındalık sahibi olabilirseniz, etkin öğrenme önünde engel oluşturan düşünsel süreçleri yönlendirmek veya daha etkili düşünsel süreçlere odaklanmak mümkün olabilir.
Kendi düşünsel süreçlerimizi bilmek, problem çözme, karar alma, yaratıcı fikir geliştirme benzeri farklı alanlarda zorlukla karşılaştığımızda; analitik düşünme, hızlı karar alma, sezgisel düşünme, yaratıcı düşünme, stratejik düşünme ve rasyonel düşünme modlarından uygun olan birisine geçiş yapacak şekilde düşünsel süreçlerimizi düzenleme imkanı sağlayabilir.