Demokrasilerde inanılmaz karmaşık vergi sistemleri ve devlet yardımlarına ilişkin düzenlemeler vardır.
Bu kadar karmaşık olması tesadüf değildir.
İktidarı elde etmek ve devamını sağlamak için güç bloklarına ve kilit destek gruplarına servetin dağıtılması gerekir.
Servet transferi diktatörlüklerde olduğu gibi ‘Ben sana verdim, oldu.’ şeklinde gerçekleşmez. Çünkü demokrasilerde, ordunun, yargının, hazinenin başındaki birkaç kişi değildir, iktidara yönelik gücün anahtarı.
İktidarın kilidi olan grupların vergi oranlarını azaltırken, bütün yükü diğerlerine yükle. Yardımları ise destekçilerine yönlendir.
Örneğin tarım desteği bir ülkenin ihtiyacı olan gıdayla değil, tamamen çiftçi bloğunun oyunun ne kadar önemli olduğuyla alakalıdır.
Çiftçi oyunun seçimi etkilemediği ülkelerde tarım yardımları yoktur.
Eğer bir blok oy vermiyorsa, örneğin genç vatandaşlar veya emekliler, onlara ödül vermeye gerek yoktur.
Sayıca çok olsalar bile gücü elde etmek için önemsizdirler.
Demokrasilerde, paraları, etkileri veya iyilikleri seni iktidarda tutacak kilit destekçilere (yandaş) ihtiyacın vardır.
Onlara, bir diktatörün yapacağı gibi, doğrudan para teklif edemesen bile; yatırımları için ayrıcalıklar yaratabilir, onların yazdığı kanunları geçirebilir veya onların hareketleri için hukuki dokunulmazlıklar sağlayabilirsin.
Hazineden doğrudan ödeme yapamazsın ama, hazine garantili ihaleler iş görür.
Onların vergi borçlarını affetmek de başka bir yöntemdir.
Hatta devlete olan ödemelerini de 20-30 yıl erteleyebilirsin.
Diğer taraftan, vergi oranları ile toplam gelirler arasındaki ilişkiyi iyi anlamak gerekir.
Zenginliği (devlet gelirleri) bir veya birkaç yeraltı kaynağına (petrol, altın vb.) dayalı ülkelerde vergi oranları düşüktür. Bu ülkelerde demokrasiye ihtiyaç yoktur. Diktatör zenginliği kilit destekçileri (yandaşlar) ile doğrudan paylaşır.
Demokrasilerde ise zenginliğin (devlet gelirleri) kaynağı üretken halktır. Halktan alınan vergilerdir. Ve üretken halk eğitimli ve bilinçli olduğu için yüksek vergiden hoşlanmaz. Üretmeyi ve/veya vergi ödemeyi bırakabilir. Ya da göç eder.
Bu sebeple, demokrasilerin vergi oranları, zenginliği yerden kazılan diktatörlükler gibi düşük iken, halka götürülen hizmet (hazineden halka harcanan kısım) diktatörlüklerden farklı olarak yüksektir.
Çünkü, iktidarı elinde tutanların zenginliği kendi destekçilerine dağıtmak için halkın üretmesine ve bu üretimden vergi alınmasına ihtiyaç vardır.
Demokrasideki yöneticiler için üretkenlik ne kadar fazlaysa o kadar iyidir.
Bu yüzden üniversiteler, hastaneler ve yollar yapar, özgürlükler verirler.
Kalplerindeki iyilikten değil, vatandaşların üretkenliğini dolayısıyla vergi gelirlerini arttırdığı için.
Vergi düzenlemelerine ilişkin güncel gelişmeleri bir de bu bakış açısıyla değerlendirmek faydalı olabilir.
Not : Bu yazıdaki görüşler, Bruce Bueno de Mesquita ve Alistair Smith’in “The Dictator's Handbook” kitabından esinlenerek oluşturulmuştur. Kitap her ne kadar politik güç için kurallara odaklanıyor olsa da, kurumsal liderlik dahil her türlü liderlik için uygulanabilecek tavsiyeler içermektedir.