Beynimiz verdiklerimiz ve aldıklarımız arasında sürekli bir denge arayışı içerisindedir.
Verdiklerimiz ve aldıklarımız arasında rasyonel anlamda dengede veya artıda olmayan bir durumu devam ettirmekte zorlanırız.
Diğer taraftan, bu denge arayışı ve hesabı oldukça kişisel bir süreçtir.
Verilenler ve alınanlar arasında çevrim/değiş tokuş oranı (döviz kuru misali) herkes için farklıdır. Yani hesap herkes için görecelidir.
Dışarıdan bakan birisi tarafından ekside gözüken hesap; durumun öznesi olan kişi için artıda olabilir. Sebebi, dışarıdan bakanın çevrim kurları ile öznenin çevrim kurlarının farklı olması kaynaklıdır.
Diğer taraftan, hesap bizim için eksiye geçtiği andan itibaren, devam etmek için; sevgi, korku, yetersizlik vb duygulara ihtiyaç duyarız.
Başka bir ifadeyle, bizi irrasyonel bir şekilde harekete geçiren de, hareketten alıkoyan da duygulardır.
Duyguların yeterli gelmediği bazı durumlarda ise, kendini kandırma ustası beynimiz, çevrim kurlarını güncelleyerek bu sürdürülemez durumu katlanılabilir hale getirir.
Örneğin, haftada 40 saat vücudunuzu, beyninizi, yeteneklerinizi ve repütasyonunuzu kullandırdığınız işyerinden elde ettiğiniz maddi ve manevi haklar sizin için negatif bir denge durumu ifade ediyor olabilir.
Devam etmenizi sağlayan şey, daha iyi şartlarda bir iş bulamama korkunuz olabilir.
Ya da çalıştığınız kurumdaki ortamı/insanları sevdiğiniz için devam edersiniz.
Duygular yetersiz kaldığında ve değişim için motivasyonunuz olmadığında; durumu rasyonalize etmek için çevrim kurlarını güncellemeyi tercih edersiniz.
Belki de yetenekleriniz için belirlemiş olduğunuz çevrim kuru devalüasyona ihtiyaç duyuyordur.
Gençler için (Z kuşağı diyorlar) çevrim kurları, piyasadaki geçerli kurlarla uyumlu olmuyor çoğunlukla.
Yaşlılar (sisteme uyum sağlamış olanlar) "Z kuşağının beklentileri gerçekçi değil" diye yorumluyor bu durumu.
Her kuşak zamanla kendi çevrim kurlarını sistemin kurlarıyla uyumlu hale getiriyor.
Bu arada sistem kurları da kuşak değişiminden etkileniyor.
Kuşağın kurları sistemin kurlarına doğru yaklaşma eğilimi sergilerken, sistemin çevrim kurları da gelen kuşağın beklenti çevrim kurlarına doğru hareket sergiliyor.