Enflasyon kelimesi, karşılıksız para basmak ile özdeşleştirilen bir kavram.
Batı Avrupada, keşifler çağında altın parada enflasyon yaşandığını söylesem, çoğu kimse "Nasıl yani?" diyecek ve anlamakta zorlanacaktır
16. yy ikinci yarısı ve 17. yy ilk yarısında gerçekleşen ve "Price Revolution" olarak adlandırılan bir ekonomik olaylar dizisi bahsettiğim.
Altın ve gümüş paraların içeriğindeki miktarlarda değişim olmamasına rağmen (debasement), sıra dışı bir şekilde yüksek enflasyon yaşanıyor Batı Avrupada.
Amerikanın keşfiyle birlikte, Meksika, Peru, Bolivya ve diğer İspanyol kolonilerinden Batı Avrupaya yoğun bir altın ve gümüş akışı başlıyor.
Bu ilk planda İspanyol İmparatorluğu ve müttefiki Habsburg İmparatorluğunda enflasyon yaşanmasına sebep oluyor.
İspanyol İmparatorluğunda oluşan bu satınalma gücü fazlalığı, ödemeler dengesinde oluşan açıkla birlikte Batı Avrupadaki diğer ülkelere de transfer ediliyor.
Fransız ve İngilizlerin organize korsanlık faaliyetleri de bu transferin diğer bir ayağını oluşturuyor.
Sonuçta, yeni kıtadan eski kıtaya getirilen altın ve gümüş miktarındaki artış, yüz yıllık bir sıra dışı yüksek enflasyon döneminin yaşanmasına sebep oluyor.
Lafın özü, toplam zenginliğin ifadesi satın alma gücünü, üretimi artırmadan artırdığın anda ürün fiyatları artacak, bu da enflasyonla sonuçlanacaktır.
Bunu, ister para basarak, ister bankalara kredi verdirerek, ister kripto paralar gibi yeni satın alma gücü yaratmaya çalışarak, ister borsada hisse fiyatlarını suni şekilde şişirerek yap. Sonuç değişmeyecektir.
Yani zenginleşmek için üretmekten başka çare yok.