İnsan türünü evrimsel anlamda başarılı kılan en önemli özelliği, büyük gruplar halinde organize olma becerisi.
Bu özelliği onun aynı zamanda en büyük defosu.
Defo, büyük gruplar halinde organize olabilmesi değil. Bunu lider etrafında yapması.
Bireysel yanlış kararlarının sonucunda tek tek bireylerin çevrelerine verebilecekleri zarar sınırlı.
Diğer yandan tarih, yanlış karar veren liderlerini takip eden insan gruplarının yarattıkları trajediler ve felaketlerle dolu.
Takipçilerini, rakiplerini ve hatta diğer canlı türlerini felakete sürüklemekten daha az dramatik ama daha yaygın başka bir etkiye sahip liderlik mekanizması.
Gelir/kaynak dağılımındaki adaletsizliğin ve eşitsizliğin temel kolaylaştırıcısı bu lider takip dürtüsü.
İnsanlık tarihinin her döneminde var olan ve günümüzde çok da değişmeden devam eden sömürü düzeninin katalizatörü.
Kendileri, sülaleleri ve işbirlikçileri lehine kaynakların büyük bölümünü kontrol eden ve tüketen her seviyeden liderin yarattığı adaletsizlik.
İşin trajikomik tarafı, takipçilerinin; liderleri ve sülaleleri için bunun bir hak olduğunu düşünmesi.
İşte böyle irrasyonel ve kendi içerisinde tutarsız bir dürtüye sahip insan türü. Kendini sömürenin peşinden gitme dürtüsü.
Not: Yazıda lider olarak ifade olunan sadece siyasi veya askeri liderler değil. Derebeyi, ağa, kahya, maraba çavuşu, dayı, kölelerin şefi, patron ve her seviyede lider olarak tanımlanan kurumsal figür de bu kapsamda değerlendirilmelidir.