Etikete göre gösterilenler Critical Thinking

 

 

Yargı, karar ve argüman oluştururken yapılan sistematik yanlışlardan, ismini ilginç bulmam sebebiyle ilk aklıma geleni ‘Tu Quoque Fallacy’.

Basitçe argümanın, söyleyenin davranışı ile karşılaştırılarak yanlış olarak değerlendirilmesi şeklinde tanımlanabilecek bir safsata (Kıyas-ı batıl).

“Ekibimdekilere geri bildirim verirken, önce takdir ve güçlü yön sunmam gerektiğini söylüyorsunuz. Benimle yaptığınız performans görüşmelerinde tek bir güzel söz söylediğinizi hatırlamıyorum.”

Tespit -‘Performans görüşmelerinde siz aksini yaptınız’- doğru da olsa; argümanın - ‘Geri bildirime takdir ve güçlü yön sunumu ile başlanmalı’ - geçerliliği ile bir ilgisi bulunmuyor.

Politika sahnesinde bilinçli olarak sıklıkla kullanılan bir safsatadır. Yapılan politik eleştiriye, ‘İyi ama sizin döneminizde siz de böyle yapmıştınız’ mealinde verilen cevapların arka planındaki safsatadır.

Argümanın kaynağı olan kişiyi hedef alan ve aynı zamanda saldırgan türden bir safsatadır.

Kısa süre önce sosyal medyada denk geldiğim bir başka örnek. Paylaşım, ‘Istakozlar canlı canlı pişiriliyor. Yenmemeli’ Karşıt görüş, ‘Danalar, koyunlar, tavuklar canlı canlı kesiliyor ? Sen yiyorsun’

Atasözlerimizde tespiti yapılmış ve çözümü de önerilmiştir.

'Hoca verir talkını, kendi yutar salkımı'

'Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma'

Yurdaer Etike

 

 

Pişmanlık duygusu oldukça acı veren ve güçlü bir duygu. Benzer şekilde, yenilgiyi/başarısızlığı kabul etmek, çok kolay üstesinden gelebileceğimiz bir duygusal durum değil. 

Bu iki acı veren duygudan kaçınma dürtüsü, birçok kararımızın arka planındaki itici güç. Duygusal bütünlüğümüzü korumaya hizmet eden bu dürtüler, zaman zaman verdiğimiz kararların rasyonellikten uzaklaşmasına sebep olabiliyor. 

Nakde ihtiyaç duyduğunda, gelecekte kazanç potansiyeli daha az olmasına rağmen, zararda olduğu hisseyi satmayıp, gelecek kazanç potansiyeli daha yüksek kardaki hisseyi satan yatırımcının karar mekanizması bu etki altında. 

Geri dönüşü planlanandan düşük gerçekleşen şirket projesini sonlandırıp, ek kaynağı daha verimli bir projeye aktarmak varken, zararı katlayarak projeyi sürdürmeye çalışanlar da. 

Kız tarafının evlilik öncesinde, karşılandıkça kademeli olarak artan talepleri, bu zaafiyeti kullanmaya yönelik bir istismar aslen. O ana kadar yaptığı yatırımın boşa gitmesini kabullenemeyen erkek tarafı, dışarıdan bakıldığında anlamsız gelen talepleri karşılamaya devam eder. Evlilik gerçekleştikten sonra, verdikleri tavizleri hangi mantıkla verdiklerine kendileri de inanamaz çoğunlukla.

İş tatmini düşük işlerde çalışmaya devam edenler, mutsuz evliliklerini sürdürmekte ısrar edenler, başarısız start-up’larını sonlandırmakta zorlananlar da bu düşünsel yanılgının etkisindedir.

Müşteri deneyiminde de örnekleri gözlemlenir. Web üzerinden yapılan kayıt/bilgi girme işlemlerinde, tüm bilgilerin tek bir sayfada girilmesi yerine, kademe kademe ilerleyen daha kısa ve basit sayfalar. Daha önce kredi limiti olan ve teminat verilmiş bankanın, şartları daha kötü de olsa yeni işlemlerde tercih edilmesi. Verilen tavizlerle müşteri ile çalışmaya başladıktan sonra, kademe kademe şartların müşteri aleyhine değiştirilmesi.

Farklı atasözleri ile tespiti yapılmış ve çaresi önerilmiştir. 

- Borcu bini aşan ballı börek yermiş  

- Atın ölümü arpadan olsun  

- Ölmüş eşek kurttan korkmaz 


Çare;  

- Zararın neresinden dönülse kardır  

- Artık önümüzdeki maçlara bakacağız

 

Yurdaer Etike

Page 2 of 2